Cumhurbaşkanı Tatar, DAÜ Rektörlüğü’nde DAÜ Yöneticiler Kurulu başkan ve üyeleri, rektör yardımcıları, DAÜ’de örgütlü sendika başkanları ile bir araya geldi. Toplantıda Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa Tümer de hazır bulundu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç tarafından, Üniversitenin mali krizi aşmasındaki katkıları nedeniyle gümüş tabak takdim edildi.
-Tatar
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar toplantıda yaptığı konuşmada, DAÜ’de uzun zamandır yaşanan ekonomik krize değinerek, bu krizin oluşmasında pandemi dönemi, hayat pahalılığı, Rusya- Ukrayna savaşı ve 6 Şubat depreminin etkisinin olduğunu, bu nedenlerden dolayı öğrenci akışında sorun yaşandığını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, “DAÜ kanaatimce tarihinin en kötü dönemlerini yaşamış ve bunların aşılabilmesi için olağanüstü çaba ve gayret gösterilmiştir.” dedi.
Kendisinin de Bakanlar Kurulu toplantılarına başkanlık ederek DAÜ ile ilgili bilgi alıp, kanaatini bildirdiğini, gerektiğinde Türkiye ile de görüştüğünü söyleyen Tatar, “Memnuniyetimi belirtmek isterim ki bir uzlaşıyla hem hükümetimizin; Başbakan’ın talimatlarıyla, Eğitim Bakanı ile diğer kurum ve kuruluşların gayretleriyle buraya bir fedakarlık yapılmaktadır.” dedi.
DAÜ’ye devlet tarafından kaynak aktarımı, bilançoyla ilgili düzenlemeler ve bazı fedakarlıkların yapılması noktasında uzlaşı zemininin yakalandığını belirten Tatar, uzlaşının sağlanmasında katkı koyanlara teşekkür etti.
Tatar, DAÜ’nün ülkenin medarı iftiharı olduğunu vurgulayarak, verdiği on binlerce mezun içinde farklı ülkelerde bakanlık, milletvekilliği ve kurum başkanı DAÜ mezunlarına rastladıklarını söyledi.
Tatar, DAÜ’nün marka değerinin korunarak, güçlenerek devam etmesi temennisinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Tatar, DAÜ’nün en zor günlerini geride bıraktığını bundan sonra da gelişerek Gazimağusa ve KKTC’ye katkılarını artırarak devam ettirmesi temennisinde bulundu.
-Özcenk
DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı Erdal Özcenk, bir yıldan beridir ekonomik krizle boğuştuklarını, bu süreçte kendilerini hiç yalnız bırakmadığı için Cumhurbaşkanı Tatar’a teşekkür etti.
DAÜ’nün yükseköğretimin lokomotifi olduğunu belirten Özcenk, “Bu lokomotife önce çalışanlar olarak biz çok iyi bakmalıyız. Bunun dışında da devletimizin gücünü ve desteğini yanımızda hissetmeliyiz. Bunu son zamanlarda hükümetimizden ve Cumhurbaşkanımızdan gördük” dedi.
Özcenk, kendilerine düşen görevler olduğunu, çok çalışarak DAÜ’yü ileri taşımaları gerektiğini ifade ederek, protokolün imzalanmasının ardından en büyük gelir kalemi olan öğrenci gelirlerini artırmak için çalışmalara başladıklarını, çeşitli ülkelerle temasa geçtiklerini, Libya’dan 500 öğrenci gelmesi için bir anlaşma yapıldığını ifade etti.
Özcenk, “İnşallah bu krizi bir daha yaşamayacağız. Bu krizle DAÜ çok büyük tecrübe sahibi olmuştur. Bu yanlışları tekrarlamadan yolumuza ilerleyerek, DAÜ yü daha da ileriye taşıyarak devam etmek istiyoruz” dedi.
-Kılıç
DAÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, DAÜ tarihinde bir ilk olarak tüm paydaşların uzlaşısıyla bir protokol imzalandığını ifade ederek, hükümetin desteğine çok önem verdiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar’ın hassasiyetini çok yakından takip ettiklerini söyleyen Kılıç, protokolün kendilerine bir sorumluluk yüklediğini bu sorumlulukla üniversiteyi sadece sorunlarıyla değil başarılarıyla konuşulan, yurt dışında da çok iyi temsil edilen bir duruma getirmeyi hedeflediklerini anlattı.
Kılıç, DAÜ’nün toplumun her kesimince sahip çıkılan bir üniversite olduğunu belirterek, bu sorumluluk ve bilinçle hareket edip, Cumhurbaşkanı ve hükümetin de desteğiyle üniversiteyi hak ettiği yere taşıyacaklarını söyledi.
-Hoşkara
DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara da söz alarak, DAÜ’nün yaşadığı mali kriz, bu krizde Sendikanın tutumu ve protokolle ilgili uzlaşıya değindi.
Hoşkara, “DAÜ, Kıbrıs Türk toplumunun bize emaneti” diyerek, Sendika olarak süreçte geçmişte yaşanan acının tekrarlanmasını istemediklerini, yok etmek yerine yaşatmayı seçerek, ilk günden son güne kadar sözlerini tuttuklarını, üyenin de maaşlarından ödün vererek DAÜye sahip çıktığını, devletin de sorumluluk üstlendiğini anlattı.
Hoşkara, geleceğe emin adımlarla gidebilmek için yükseköğretimdeki sıkıntıları da görmek gerektiğini, devletin de bu alana ciddi denetim getirmesi ve düzenleme yapması gerektiğini belirtti.
Hoşkara, “DAÜ’nün sadece bugün sorununu çözmek yeterli değil yükseköğretimle ilgili de kararlılıkla bu alanı düzenlemeyi de devam ettirmek gerekiyor. Yükseköğretimi nitelikten kopartamayız” dedi.
Hoşkara, üniversitelerin itibarı ve nitelikli eğitimin olmazsa olmaz olduğunu ifade etti.
Hoşkara’nın ardından yeniden söz alan Cumhurbaşkanı Tatar, YÖDAK’ın yeniden yapılanma sürecine girdiğini, hükümetin ve Milli Eğitim Bakanı’nın iş birliği ve YÖK’ün destekleriyle YÖDAK’ın altyapısının geliştirlmesi ve tüm üniversitelerin YÖK’ün sistemine girmesi ve denetimin etkin yapılması yönünde adımların atıldığını yasal düzenlemelerin de yapılacağını ifade etti.