Cumhurbaşkanı Tatar, BM Genel Sekreterinin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin Cuellar’ın, Ocak ayından itibaren göreve başladığını, taraflar arasında ortak zemin var mı yok mu araştırması için 6 ay olan sürenin ilk 3 aylık görevini tamamladığını söyledi.
Holguin’in iki tur görüşme yaptığını, üçüncü tur yapacağı ziyaretinin de Mayıs ayında olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, şu ana kadar her hangi bir ortak zemin bulunamadığını dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, uluslararası toplumun ve Birleşmiş Milletlerin Türk tarafının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tekrar teyit edilmesi gerektiğini, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin “egemen” bir devlet olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin pratik bir çözüm arayışı içerisinde olduğunu, adil ve kalıcı bir anlaşma için çalıştığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar açıklamasında şöyle devam etti: "Adil, kalıcı, sürdürülebilir ve pratik bir anlaşma olmalı çünkü şu anda Kıbrıs'ta iki Devlet mevcuttur. İki halk, iki demokrasi, iki otorite vardır ve bu durum 60 yıldır devam etmektedir. Bu nedenle saati geri almanız mümkün değil."
Cumhurbaşkanı Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ekonomik büyümesini kısıtlayan ambargoların uygulandığını kaydetti.
"Bu durum, Kıbrıslı Türklere haksızlıktır” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıslı Rumlar, birlikte kurduğumuz ortaklık devletini gasp etti ve bugün, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ temelde saf bir Rum cumhuriyetine dönüşmüştür” dedi.
Kıbrıs Türk halkının 1960 yılında ortaklık Kıbrıs Cumhuriyeti'nin eş-kurucusu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Ancak ne yazık ki Kıbrıslı Rumlar bunu unutuyor ve Kıbrıslı Türklere azınlık muamelesi yapmak ve Kıbrıslı Türklere kabul edilemez bir çözümü dayatmak istiyorlar. Bunu asla kabul etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türklerinin 1963 yılında silah zoruyla ortaklık devletten atıldıklarını ve egemenlik haklarına saygı gösterilmesini talep ettiklerini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, "60 yıl sonra egemenliğimizin tekrar teyit edilmesini talep ediyoruz. Egemenliğimiz Anayasadadır. Dolayısıyla bu bizim hakkımızdır” dedi.
