Yunus Emre Enstitüsü (YEE) ev sahipliğinde Dünya Barış Üniversitesi, Sürekli Eğitim ve Araştırma, Turizm Araştırma, Geliştirme ve Uygulamaları Merkezi’nin düzenlediği “KKTC’de Sürdürülebilir Kültürel Miras Paneli” ile Halk Sanatları Vakfı (HASDER), iş birliğiyle KKTC’ye özgü “El Sanatları Sergisi”nin açılışı, Yunus Emre Enstitüsü’nde bugün gerçekleştirildi.

Etkinliğin açılış konuşmalarını Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın eşi Sibel Tatar ile Dünya Barış Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen yaptı.

- Sibel Tatar: “Ülkemizde bu tarihi birikimin mirası, yeteri kadar korunmuyor”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın eşi Sibel Tatar, kültürel mirasın aynı toplumdaki insanların ortak geçmişlerini anlatan, tarihi birikimlerini ortaya koyan, soyut ve somut olmak üzere sadece üzerinde bulunduğu toplum ve gelecek kuşakları için değil, tüm insanlık için anlam ifade eden bir zenginlik olduğunu belirtti.

Kıbrıs tarihi ve kültürünün de oldukça zengin olduğunu ifade eden Tatar, “Fakat bunun sürdürülebilmesi, korunması çok önemli. Ülkemizde bu tarihi birikimin mirasının yeteri kadar korunduğundan, açıkçası emin değilim” şeklinde konuştu.

Sibel Tatar, "Kendi ülkemizdeki bu mirasa sahip çıkmak için ne yapıyoruz?’ diye özeleştiri yapmamız gerekir" diyerek yapılmadığı takdirde gelecekte bu mirasın çok küçük bir parçasının ellerinde kalacağına işaret etti.

“Bu kültürel değerlerimiz, çok büyük bir zenginliktir” diyen Tatar, ülkenin kültürel mirastan turizm açısından yeteri kadar faydalanıldığını hiç düşünmediğini ifade etti.

-“Kültürel mirasımızın birçok örnekleri adamızda atıl durumda, ilgilenilmemiş...”

Turizmden kültürün faydalandırıldığını kesinlikle söyleyemediklerini kaydeden Tatar, şöyle devam etti:

“Dolayısıyla, biz eğer kültürel mirasımıza önem veriyorsak, önce onu korumak ve ortaya çıkarmak yolunda çalışmalıyız. Kültürel mirasımızın birçok örnekleri adamızda atıl durumda, ilgilenilmemiş... Dolayısıyla da kültürel mirasımız, ekolojik olarak da doğa olarak da birçok zarara uğruyor. Aynı zamanda korunmamış ve sahip çıkılmamış bir durumdadır.”

Sibel Tatar, Cumhurbaşkanlığı olarak kültüre sahip çıkmak, farkındalık yaratmak, aynı zamanda, üzeri örtülmüş ya da kullanılmayan bazı kültürel değerleri kullanmak amacıyla bazı projeleri hayata geçirdiklerini ifade etti.

-Dikmen: “Kültür, beka sorunudur”

Dünya Barış Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen de konuşmasında, sürdürülebilirliğin son zamanlarda çok önemli olduğuna vurgu yaptı, bir siyaset bilimci ve sosyolog olarak iki kavrama dikkat çekti.

“İlki tüketim toplumuydu. 1970’lerin ortalarından sonra biz bunu tüketimci toplum diye adlandırmaya başladık. Esas zararlı olan bir parça da budur.” ifadelerini kullanan Dikmen, yeni insan tipinin sürekli tükettiğini ancak hiçbir zaman mutlu olamadığını söyledi.

Aldığı şeyin aldığı anda anlamsızlaştığı, değersizleştiği, hiçbir şeye tutunamayan bir insan tipiyle karşı karşıya olduklarını kaydeden Dikmen, “Dolayısıyla biz de bunun birer parçasıyız” dedi.

Dikmen, kültürün kalıcı olduğunu ve insanın doğayı yeniden üretmesinin ürünü olduğunu vurguladı.

4. Kozanköy Hellim, Pekmez, Pastelli Festivali kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi 4. Kozanköy Hellim, Pekmez, Pastelli Festivali kötü hava koşulları nedeniyle ertelendi

Üzerinde yaşanan coğrafyanın insanlığa çok büyük bir katkısı olduğunu ifade eden Dikmen,

kendi topraklarının ürünlerini başka ülkelerde gördüklerini ve bundan acı duyduklarını söyledi.

“Kültür, beka sorunudur” diye konuşan Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen, çocuklara, mirasa sahip çıkarak sürdürülebilir bir kültür, turizm ve yaşam tarzı aktarmaktan daha değerli bir şeyin olmadığını vurguladı.

Açılış konuşmalarının ardından panel oturumuna geçildi.

Yrd. Doç. Dr. Elif Şenyücel’in moderatörlüğünü yaptığı panelde, Kültürel Miras Teknik Komitesi Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Teknik Komiteler Koordinatör Yardımcısı Ali Tuncay, Halk Sanatları Vakfı (HASDER) Başkanı Kani Kanol ve Seramik Sanatçısı Ayhatun Ateşin, konuşmacı olarak yer aldı.

Panelin ardından, "El Sanatları Sergisi"nin açılışı gerçekleştirildi. Daha sonra bitkisel örücülük atölyesinin sesta-sepet performansı izlendi ve KKTC’nin geleneksel lezzetlerinden ikram yapıldı.