TBMM Başkanı Kurtulmuş, anma programındaki konuşmasında, "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde farklı siyasi partilerle sadece ve sadece ülkemizin geleceğine ilişkin görüşlerimizi tartışacağız ve ülkeyi her alanda güçlü kılacağız." dedi.

Kurtulmuş, Birinci Meclisin kuruluş şartlarını iyi bir şekilde anlamak, oradan ilham almak ve özellikle Cumhuriyet'in ikinci asrında Türkiye'nin geleceğine ait fikirleri devşirmek durumunda olduklarını belirtti.

"Her şeyi yıkılmış, dört bir tarafı işgal edilmiş, başkenti maalesef yabancı çizmesi altında işgale uğramış olan koskoca bir cihan devletinin küllerinden 23 Nisan 1920'de, burada, 'Ya Allah' diyerek yeniden milletimiz ayağa kalkmış ve kurtuluşu, kuruluşu gerçekleştirecek milli iradeyi ortaya koymuştur" diyen Kurtulmuş, o günlerin zor şartları içerisinde bu kahramanlık destanının her biri gökteki yıldızlar kadar parlak işaretleri olan, Cumhuriyet'in kurucusu ve Gazi Meclisin ilk başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, Birinci Meclisin bütün üyelerini minnetle saygıyla andı.

-"Büyük fedakarlıklarla binanın inşası tamamlandı"

"Bu binanın taşlarının, duvarlarının dilleri olsa, anlatsa, herhalde insanlığın en şerefli anlarını dile getirecektir" ifadesini kullanan Kurtulmuş, daha önce açılması planlanan bu binanın fiziki eksiklikleri dolayısıyla tamamlanamadığı için 23 Nisan 1920'ye kaldığını ve bizatihi Ankara halkının o yokluk günlerinde elinde avucunda ne varsa fiziki tamiratı ve tadilatını gerçekleştirerek binayı açılışa hazır hale getirdiğini söyledi.

Kurtulmuş, 23 Nisan 1920'de Hacı Bayram-ı Veli Camisi'nde kılınan cuma namazından sonra Meclis-i Mebusan'dan gelen mebuslarla ve seçilmiş milletvekilleriyle Meclisin ilk kez toplandığını anlattı.

TBMM'nin iki temel özelliği bulunduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Bunlardan biri ilk meclis olması. Yani daha Cumhuriyet kurulmadan esasında aynı zamanda bir karargah aynı zamanda Milli Mücadele'nin merkezi aynı zamanda millette kurtuluş ümidinin arttırılması gereken bir fikri siyasi merkez olarak burası inşa edilmiş ve ardından da Cumhuriyet'in kuruluş süreci başlamıştır. İşin en güzel tarafı o şartlar içerisinde Meclis-i Mebusan işgal altındayken, Osmanlı bir şekilde yabancı emperyalistlerin çizmesi altındayken İstanbul Hükümeti yok varsayılarak burada yeniden milli bir hükümet inşa edilmiş, orada tutuklanan çok sayıda Meclis-i Mebusanın üyesinin yerine yeni seçimler yapılarak o şartlar içerisinde burada meclis oluşturulmuş ve bir miktarda Meclis-i Mebusan'dan İstanbul'dan gelen milletvekilleriyle burada meclis açılmıştır."

Bu meclisin, aynı zamanda bir karargah, milli iradenin, Milli Mücadele'nin merkezi olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, hem ilk meclis olması hem de devlet kuran bir meclis olması özelliğiyle dünya tarihinde bir ilk olduğunu dile getirdi.

Kurtulmuş, "Türkiye Büyük Millet Meclisi aynı zamanda büyük özellikleriyle birlikte demokrasiyi, karşılıklı istişareyle hareket etme gücünü ve milletten başka hiçbir güce 'eyvallah etmeme' hassasiyetini ilk andan itibaren ortaya koymuştur." dedi.

-"Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir"

Birinci Meclis'te asılı duran sancağı gösteren Kurtulmuş, burada yazan "veşavirhum fil emr" yazısının Birinci Meclisin en büyük düsturu olduğunu söyledi.

Kurucu meclisin ikinci büyük özelliğinin ise milli egemenliğe olan bağlılığı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Milli iradeye saygı duyarsınız ama milli egemenliği gerçekleştiremezseniz o iradenin de bir anlamı kalmaz. Onun için milli iradeyi, milli egemenlikten ayırmadan, egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğu, yani tam manasıyla bağımsız, hür, kararlarını kendi verebilen, hareketini kendi gerçekleştirebilen bir Türkiye'nin inşası için bu mecliste nice büyük fikirler tartışılmış, nice büyük müzakereler yapılmış, o günün şartları içerisinde belki de en üstün demokratik tartışmaların yaşandığı bir büyük zemin olmuştur."

Birinci Meclisin unutulmaz bir yeri olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bundan sonra da üzerlerine düşen; ilk asrı zorluklarla, yokluklarla, birtakım mücadelelerle geçirilen ama sonuçta büyük kazanımlar elde edilen Cumhuriyet'in ikinci asrını taçlandırarak, daha da güçlendirerek yola devam etmeleri olduğunu vurguladı.

İnsan Hakları Platformu, içinden geçilen ortamda işlevsel demokrasi ve ifade özgürlüğünün önemini vurguladı İnsan Hakları Platformu, içinden geçilen ortamda işlevsel demokrasi ve ifade özgürlüğünün önemini vurguladı

Bunun için hem içeride dirliği ve birliği sağlayacak, ülkenin demokratik standartlarını yükseltecek, ülkenin ve milletin refahını en ileri derecelere götürecek, Türkiye'yi her alanda güçlü kılacak bir mücadeleyi hep beraber vereceklerini belirten Kurtulmuş, "O gün nasıl farklı fikirler altındaki milletvekilleri burada en üst mücadeleyi, fikri tartışmaları yapabildilerse bugün de biz Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde farklı siyasi partilerle sadece ve sadece ülkemizin geleceğine ilişkin görüşlerimizi tartışacağız ve ülkeyi her alanda güçlü kılacağız." şeklinde konuştu.

-"TBMM, üzerine ne düşeni yerine getirmeye gayret edecek"

Türkiye'nin dünkü Misakımilli'sini bugün daha geniş bir çerçevede anlayarak mavi vatanı, siber vatanı, uzay vatanı ve yeşil vatanı da Misakımilli'nin bir parçası olarak telakki edeceklerini bildiren Kurtulmuş, bu alanları güçlendirmek için de milli iradenin merkezi TBMM'nin üzerine ne düşüyorsa bunu hep birlikte yerine getirmeye gayret edeceklerini söyledi.

23 Nisan'ın çocuk bayramı yapılmasının temel sebebinin bir gelecek vizyonunun ortaya konulması olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sadece bugünü, geçmişi, tarihi güzellikleri değil, aynı zamanda gençlere bir gelecek vizyonunu da ortaya koyabilmek, Cumhuriyet'i ileriye taşıyacak nesillere görev verebilmek için bu bayramın ulusal egemenlik ve çocuk bayramı haline getirildiğini aktardı.

Bugün, özellikle çocukların çok daha güçlü yetiştirilmesi, milli hedefler ve milli duygular etrafında bütünleşerek daha güçlü bireyler olarak ileriye gitmesinin önemini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Günümüz dünyasında, hemen hemen dünyanın her yerinde maalesef ağır insani sorunların, yaşanan ağır siyasi sorunların neredeyse bütün yükü çocukların cılız bedenlerinin üstüne terk edilmiştir. Başta Gazze'de hayattan koparılan, aileleri yok edilen, analarını babalarını kaybeden ve hayata umutsuzca tutunmaya çalışan on binlerce çocuk olmak üzere, dünyanın dört bir tarafındaki milyonlarca yoksunluk, yokluk, baskı ve zulüm altındaki çocuklara da bu çocuk bayramı dolayısıyla gerçekten yeni umutlarla yaşayacakları bir geleceği kurmalarını temenni ediyoruz."

23 Nisan'ı sadece Türkiye çocuklarının değil, aynı zamanda dünya çocuklarının da bayramı olmasını temin etmeye çalıştıklarını ifade eden Kurtulmuş, "Türkiye'nin çocuk bayramı üzerinden ortaya koyduğu bu vizyon, aslında bu yabancı misafirlerimiz, dünyanın dört bir tarafından gelen evlatlarımız vasıtasıyla dünyaya yayılıyor. Böylece insanlık ailesinin çocuklar üzerinden barış, adalet, insanlık ve hakkaniyet üzerinde yeni bir dünya kurması için fikirler, görüşler de tartışılıyor ve dünyaya yayılıyor." diye konuştu.