Daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir süreç içinde bulduk kendimizi. Öncellikle virüs ile baş etme yöntemlerinin hepimiz için sıra dışı olması, günlük rutinlerimizin baştan aşağı değişmesine sebep olması ve hayatımızı tehdit eden bir hastalık olması, hepimizi yeni bir dönem içerisine soktu. Korona virüs tehlikesi fiziksel sağlığımız için bir tehdit oluşturduğu gibi ruhsal sağlığımızı da ayni oranda etkiliyor.
Hayati tehdidin olduğu bir ortamda zihnimize ‘’hayatta kal’’ mesajını veriyoruz. Bu durum sonucunda ise korku ve kaygı gibi duygular devreye giriyor. Aslında kaygı ve korku gibi duygular bizi hayatta tutmak için oluşuyor. İçinden geçtiğimiz bu süreçte psikolojik olarak bu tür duyguların görülmesini bekliyoruz. Süreçte endişeli hissetmeliyiz ki, kendimizi tehlikeden koruma ile ilgili de motivasyon sağlayalım. İstemediğimiz ise sürekli kaygılı bir ruh hali içerisine girmemiz.
Bu durumu daha rahat aşmak için ne yapabiliriz?
Her şeyden önce sakin kalmak ve sağduyulu olmak…
• Kabul ile başlaya biliriz aslında. Nedir bu kabul? Tabi ki içinde bulunduğumuz duruma tamamen teslim olmaktan bahsetmiyorum. Fakat son dönemde yaşadığımız bu durumun ne ilk ne de son felaket olmadığını kabul etmekle başlayabiliriz mesela.
• Zihninizin sizi bu durumdan kurtarmak için yaratmış olduğu olumsuz senaryoları fark edin. Bu senaryolar çok sık oluyorsa iyi hissetmeniz de çok mümkün olmayacaktır. Bu senaryoların olduğunu her fark ettiğinizde durun ve bunların sadece zihninizin sizi korumak için oluşturduğu senaryolar olduğunu görün ve içinde bulunduğunuz şu ana dönün.
• Durumu küçümsememek, gerçekliğini fark edip alabileceğimiz önlemleri almak için çabalayabiliriz mesela. Ne fazlası ne de azı…
• Sürekli haberleri takip etmenin bu durumu hafifletmeyeceğini söyleye bilirim. Günde 1 veya 2 kez güvenilir haber kaynakları olan dünya sağlık örgütü, veya Kıbrıs Türk tabipler birliği gibi yerlerden edineceğiniz bilgiler sizin için faydalı olacaktır.
• Unutmayın kaygı bulaşıcıdır. Özellikle sosyal medya gibi ortamlarda kaynağı belirsiz olan veya kişilerin kendi kaygılarını içeren paylaşımların size bir faydası olmayacaktır.
• Kendinize ve çevrenize şefkatli olmayı unutmayın. Bu süreci aileniz, sevdiğiniz kişilerle veya kendinizle kaliteli zaman geçirmek için iyi bir fırsat olarak değerlendirin.
• Günlük yapacağınız şeylerin planını yapın. Çok uzun süreli planlar yerine günlük veya belki haftalık planlar yapmak ve uygulamak bizleri iyi hissettirecektir.
• Yeni rutinler oluşturun. Bu süreçle eski rutinlerimizi uygulayamaz duruma geldik. Bu yüzden evde bulunduğmuz bu günlerde yeni rutinler oluşturmak size iyi gelecektir.
• Sağlıklı beslenme ve fiziksel aktiviteler kaygımızın azalmasına yardımcı olacaktır.
• Uzun zamandır yapmak için ertelediğiniz veya yarım kalan işlerinizi gündeme alın.
• Çok klişe olacak ama güzel filmler izleyin, kitap okuyun ve hiçbir zaman unutmayın ki bu süreci ancak hep birlikte aşabiliriz.
Psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğumuzu, özellikle yukarıda anlattığım noktaları uygulamada zorlanıyorsak, kaygılarımız gündelik hayatınızda yapmanız gereken şeylere engel oluyorsa, uyku düzeninde bozulma, iştah ta azalma veya artış gözlemliyorsanız, yani kısacası hayat kalitenizi düşüren bir durum içerisine girmişseniz bir uzmandan yardım almanız gerekebilir.